Türk futbolunun önemli isimlerinden biri olarak tanınan hakem, dünya futbol tarihinin en ikonik anlarından birine tanıklık etti. Maradona'nın göz kamaştıran yetenekleri ve kariyerindeki zirve maçlarından biri olarak hatırlanan bu karşılaşmanın yönetimi, hakemin aklında silinmez izler bıraktı. Bununla birlikte, o gün yaşanan ilginç anları, geç başlayan maçın ardındaki sebepleri ve Maradona ile olan etkileşimlerini ilk kez paylaştı. Bu özel röportaj, okuyuculara sadece bir futbol maçının hikayesini değil, aynı zamanda sporun büyülü atmosferinin nasıl şekillendiğini de gözler önüne seriyor.
Maçın başlangıç saati yaklaşırken, herkes stadyumda gergin bir bekleyiş içindeydi. Türk hakem, zorlu bir atmosferde görev alacağını biliyordu. Seyircilerin yoğun ilgisi, Türkiye'den gelen bir hakemin uluslararası sahnede Maradona gibi bir yıldızla karşılaşacağını düşünmesi, kalabalığın heyecanı her geçen dakikada daha da arttırıyordu. Ancak, maç tam saatiyle başlamadı. Hakemin anlattığına göre, bazı teknik ve organizasyonel sıkıntılar yaşandı; özellikle de oyuncuların ısınma süreçleri ve bazı son dakika sakatlıkları. Hakem, "Bu aksaklıklar nedeniyle maçın başlaması beklenenden daha uzun sürdü. Tam anlamıyla herkes yerini aldığında, Maradona'nın o büyülü ruhu stadyumu sarhoş etmişti." diyerek durumu özetledi.
Hakem, Maradona ile aralarındaki iletişimi de kaleme aldı. Maradona ile yüz yüze geldiği anı, unutulmaz bir tecrübe olarak nitelendiriyor. “O an sanki zaman durmuştu. Sahada sıradan bir oyuncu değil, dünya çapında bir legend vardı. Maradona, sahada her hareketiyle seyirciyi büyülüyordu; ancak hakem olarak benim de kurallar içerisinde adil bir oyun sağlamam gerekiyordu.” ifadesiyle, ikilinin karşılıklı duyduğu saygıyı vurguladı. Her düdüğü çaldığında, Maradona’nın gözlerindeki o heyecanı görmek, hakeme, futbolun gerçek ruhunu hissettirdi. Maçın ilerleyen dakikalarında Maradona'nın birkaç kararına itiraz etmesi üzerine yaşanan diyaloglar, Türk hakem için içten bir tebessümle anımsanıyor. “Maradona sadece oyuncu değil, aynı zamanda oyun içinde bir sanatçıydı. O anlarda bile, doğru olanı yapmaya çalıştım.” şeklinde sözlerini sürdürdü.
Geçmişte maradona gibi bir yıldızla sahada olmak, yalnızca kariyeri için değil, aynı zamanda Türk hakemliği için de son derece önemli bir tecrübe oldu. Hakem, “Maradona'nın ardından Türkiye'deki genç hakemlere yönelik bir seminer düzenledim ve onlara, kuralların ne kadar önemli olduğunu ve büyük oyuncularla başa çıkmanın nasıl yollarının olduğunu anlatmaya çalıştım." diyerek, deneyimlerini gelecek nesillere aktarmanın önemine vurgu yaptı.
Maradona'nın kariyeri boyunca birçok engeli aştığını belirten Türk hakem, onunla aynı sahada olmanın verdiği ilhamı genç hakemlere ve futbolseverlere aktarmanın da bir sorumluluk olduğunu hissediyor. Futbolun en tanınmış yüzlerinden biriyle karşı karşıya kalmanın getirdiği baskının yanı sıra, onunla birlikte olmanın verdiği keyif ve motivasyon, bu maçın unutulmaz anlarının başında yer alıyor.
Sonuç olarak, Türk hakem, futbolun sadece bir oyun olmadığını, aynı zamanda insanlar arası etkileşimlerin, kültürel paylaşımın ve büyük bir tutkunun bir yansıması olduğunu savunuyor. Bu özel anekdotlar, yalnızca Maradona'nın efsanesini değil, aynı zamanda futbolun büyüsünü de tüm dünyaya hatırlatıyor. Herkes için öğretici ve ilham verici bir deneyim olarak bu karşılaşma, sporun birleşim gücünü bir kez daha ortaya koyuyor.
Bu röportaj, Maradona'nın asla unutulmayacak anılarının ardındaki Türk hakeminin gözünden, genç futbolcular ve hakemler için cesaret verici bir hikaye sunuyor. O günün sadece bir futbol maçı değil, arkadaşlık ve saygı dolu bir mücadelenin sembolü olduğunu unutmamak gerekir. Maradona'nın büyüsü, Türk hakem aracılığıyla tekrar hayat bulmuş ve gelecekte de futbolseverlerin aklında kaldığı sürece etkisi devam edecektir.