İstanbul, 2023 yılı içerisinde yeniden sarsıcı bir deprem deneyimi yaşadı. Silivri ilçesi, geçtiğimiz gece meydana gelen deprem ile birlikte yeniden gündemin ilk sırasına yerleşti. İstanbullular, bu doğal afetin getirdiği kaygı ve belirsizlikle birlikte yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Uzmanlar, depremin büyüklüğü ve olası sonuçları hakkında uyarılarda bulunurken, özellikle Naci Görür gibi tanınmış bilim insanları dikkat çekici açıklamalar yaptı. Depremler, İstanbul’un tarihsel geçmişinin bir parçası olmakla birlikte, günümüzdeki riskleri de göz önünde bulundurmak oldukça önemli.
Silivri ilçesinde meydana gelen son depremin büyüklüğü, İstanbul’da yaşayan vatandaşları derinden endişelendirdi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yapılan açıklamalara göre, yerel saatle 23:34’te 4.2 büyüklüğünde bir deprem kaydedildi. Depremin derinliği ise 10 kilometre olarak belirlendi. Şehir merkezine 40 kilometre mesafede bulunan Silivri, İstanbul’un deprem kuşağındaki en riskli bölgelerinden biri olarak biliniyor. Depremin hemen ardından halkta panik ve korku hâkim olurken, birçok kişi evlerinden dışarı çıktı. Başka bir deyişle, İstanbul'un sarsılan bu bölgesi, tekrar tekrar yıkıcı bir doğa olayı ile karşı karşıya kalma riskini gözler önüne seriyor.
Ünlü yer bilimci Naci Görür, son deprem sonrasında yaptığı açıklamada, İstanbul’un beklenen büyük depreme hazırlıklı olması gerektiğine vurgu yaptı. Görür, Silivri’deki depremlerin, bölgenin jeolojik yapısı nedeniyle sık sık yaşanabileceğini belirtti. "Bu depremler, İstanbul'daki fay hatlarının canlandığını ve potansiyel olarak daha büyük bir deprem için zemin hazırladığını gösteriyor," diyen Görür, yerel yönetimlerin ve halkın bu konudaki farkındalığını artırması gerektiğini ifade etti. Ayrıca, depremin sıkça yaşandığı bölgelerdeki yapıların güvenliğinin acil olarak gözden geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Son deprem ile birlikte, İstanbul'da olası bir büyük depremin yıkıcı etkilerine karşı hazırlıkların artırılması gerekliliği bir kez daha gündeme geldi. Uzmanlar, İstanbul’un yapı stoğunun büyük bir kısmının eski ve depreme dayanıklı olmadığını belirtiyor. Bu nedenle, şehirlerdeki yapıların güçlendirilmesi, mevcut bina envanterinin gözden geçirilmesi ve mayınlı alanların tespit edilmesi konusunda acil bir eylem planı yürürlüğe konulması gerektiği konusunda fikir birliği bulunuyor. Özellikle, meydan gelen bu tür doğal afetlerin ardından, devlet kurumlarının yanı sıra yerel yönetimlerin de hızlı bir müdahale mekanizması geliştirmesi önem teşkil ediyor.
İstanbul'un deprem tehlikesine karşı hazırlıklı olması, sadece şehir yöneticilerinin değil, her bireyin sorumluluğunda. Halkın, olası bir deprem anında nasıl davranması gerektiği, nasıl tahliye edileceği ve hangi yolları izlemesi gerektiği konularında bilinçlendirilmesi gerekiyor. Eğitim programlarının artırılması, deprem tatbikatlarının düzenlenmesi ve bu konudaki kaynakların halkla paylaşılması büyük önem taşıyor. Özetle, Silivri’deki bu son deprem, İstanbul’un deprem tehlikesi ile yeniden yüzleşmesine neden oldu. Ancak bu tür olaylar, aynı zamanda birer uyanış fırsatı olarak da değerlendirilmelidir.
Sonuç olarak, İstanbul'da meydana gelen bu son deprem, halkın bilinçlenmesi ve devletin acil eylem planlarını hayata geçirmesi açısından büyük bir fırsat yaratıyor. Naci Görür ve diğer uzmanların önerileri, yalnızca Silivri için değil, tüm İstanbul için geçerli bir rehber niteliği taşıyor. Deprezler her ne kadar kaçınılmaz olsa da, hazırlıklı olmak, kayıpları minimuma indirmek için atılması gereken en önemli adımlardır.