Emeklilik, hayatın yeni bir başlangıcı olarak kabul edilse de birçok insan için bu süreç, yeniden kariyer planlaması yapma fırsatına dönüşüyor. Türkiye’de son zamanlarda sıkça duyduğu pitaya (dragon fruit), emekli bir çiftçinin elinde bambaşka bir boyut kazanıyor. Kilosunun 200 TL'den satıldığı bu egzotik meyve, hem sağlık açısından faydalarıyla dikkati çekiyor hem de çiftçilere yeni bir gelir kaynağı sunuyor. Bu haberimizde, emekli olmuş bir çiftçinin pitaya üretim serüvenini, bu meyvenin sağlık yararlarını ve Türkiye’deki tarım sektöründeki değişimlere ışık tutacağız.
Yaklaşık 30 yıl tarım sektöründe çalıştıktan sonra emekli olan Ahmet Yılmaz, küçük bir üretim tesisi kurarak pitaya üretimine adım attı. Uzun yıllar boyunca sebze ve meyve yetiştiriciliği realizaran Yılmaz, emeklilik döneminde aslında ne yapacağına bir türlü karar verememişti. Fakat, birkaç yıl önce tatlı ve kremamsı lezzeti ile bilinen pitayayı keşfedince, bunu kendi bahçesinde yetiştirmeye karar verdi. İlk etapta birkaç fidandan başladığı bu yolculuk, kısa sürede büyük bir üretim alanına dönüştü.
Yılmaz, pitaya üretimine başladığında, meyvenin sadece Türkiye’de yeni bir trend olmadığını, dünya genelinde de popülerliğinin hızla arttığını fark etti. Ancak, fazla sulama gerektirmeyen ve yüksek verim sağlayan pitaya, Yılmaz için mükemmel bir seçim oldu. Çiftçi, kendine ait dikim alanında pitaya üretimi gerçekleştirilirken, aynı zamanda çevre dostu tarım yöntemlerini de benimsediğini belirtiyor. Organik gübre kullanımı ve doğal zararlılarla mücadele yöntemi ile hem ürünlerinin kalitesini artırmayı hem de doğaya zarar vermeyi önlemeyi amaçlıyor.
Pitaya, özellikle C vitamini ve antioksidanlar açısından zengin bir meyvedir. Son yıllarda sağlıklı beslenme trendlerinin artmasıyla birlikte, insanlar bu tür besinlerin özelliklerine yönelmektedir. Yılmaz, pitaya üretirken bu sağlıklı özellikleri de göz önünde bulundurarak, meyvesini pazarlama çalışmalarına başladı. “Kilosunu 200 TL’den satmak harika bir duygu, hem üretim maliyetinin karşılanması hem de çiftçilere yeni bir gelir kaynağı olması adına son derece önemli,” diyor Yılmaz. Bu meyvenin yalnızca yerel pazarla sınırlı kalmadığını, yurtdışı pazarında da geniş bir müşteri potansiyeline sahip olduğunu ekliyor.
Yılmaz’ın pitaya serüveni, birçok çiftçiye örnek teşkil ediyor. Türkiye’de farklı iklim koşullarında tarım yapılan bölgelerde de pitaya üretimi yapılabileceğini gösteren bu örnek, aynı zamanda bölgesel tarımsal çeşitlilik açısından da önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Yılmaz, ilerleyen yıllarda daha fazla çiftçiyi bu alana yönlendirmeye çalışacağını ve kendi tecrübelerini aktarmak için eğitimler vermeye başlayacağını da belirtti.
Sonuç olarak, emekli bir çiftçinin pitaya üretimine başlaması, tarım sektöründe yenilikçi bir yaklaşımın habercisi olarak öne çıkıyor. Yılmaz, sadece kendi gelirini artırmakla kalmayıp, çevresindeki çiftçilerin de bu fırsattan yararlanabilmesi için adımlar atıyor. Türkiye'de tarımın geleceği açısından önemli bir örnek oluşturan bu gelişme, aynı zamanda pitaya meyvesinin yemek kültüründeki yerini daha da sağlamlaştırmakta ve tüketicilere sağlıklı bir alternatif sunmaktadır. Bu bağlamda, Yılmaz’ın hikâyesi, tarım sektöründe geleceğe yönelik umut verici bir örnek olarak dikkat çekiyor.