15 Temmuz 2016 gecesi Türkiye, tarihinde unutulmaz bir hain darbe girişimiyle sarsıldı. Bu olay, yalnızca bir darbe girişimi olmanın ötesinde, birçok insanın hayatını etkileyen derin yaralar açtı. Bu yazıda, o gece yaşananları ve sonrasında bu trajediyle baş başa kalan insanların yaşadığı duygusal ve fiziksel zorlukları ele alacağız. Özellikle, bu hain saldırının ardından vücudunda kurşun yaralarıyla hayata tutunan insanların hikayelerine odaklanmak; hem yaşadıkları travmayı, hem de yılmadan verdikleri mücadeleyi gözler önüne serecek. Ancak, bu hikayeler sadece acı değil, aynı zamanda azim, dayanışma ve yeniden doğuş örnekleriyle dolu.
15 Temmuz gecesi Türkiye'nin dört bir yanında, FETÖ mensuplarının gerçekleştirdiği darbe girişimi, ülkeyi karanlık bir kaosa sürükledi. Askeri tanklar, sokaklarda ilerliyor, helikopterler havada alçak uçuş yapıyordu. Bu durum, birçok insanı korku ve panic içerisine sürüklerken, bazıları bu duruma karşı koymaya cesaret etti. O gece sokağa dökülen cesur insanlar, darbenin önüne geçmeye çalıştı. Ancak birkaç saat içerisinde, binlerce insanın hayatı değişti, pek çoğu ağır yaralar aldı. O gecenin sonunda yaklaşık 300 kişi hayatını kaybetmiş, binlerce insan yaralanmıştı. Bu yaralardan biri, vücudunun çeşitli yerlerine isabet eden kurşunlarla hayatta kalan Ahmet Yıldız’dır.
Ahmet Yıldız, 15 Temmuz gecesi ailesinin güvenliği için dışarı çıktığında, karşısında bir silahlı saldırgan bulacağını aklının ucundan bile geçiremezdi. Gözlerinin önünde, sıcak bir yaz gecesi, sevdikleriyle beraber geçirilebilecek bir akşam gibi görünüyordu. Ancak bu gece, bir kabusa dönüşecekti. O an, darbe girişiminin getirdiği kaosun içindeydi; kurşunlar havada uçuşuyordu. Birden, vücuduna isabet eden bir mermiyle yere düştü. Ahmet, kendi hayat mücadelesinin yanı sıra, çevresindeki diğer insanlara da yardım etmeye çalışırken vurulmuştu. Her şey saniyeler içerisinde olup bitmişti. Hastaneye gidiş yolculuğu, bu gecenin acı hatıralarından sadece biriydi.
Hastaneye ulaştığında, sağlık ekipleri elinden geleni yaptı. Vücudundaki kurşunların çıkarılması ve hayatını kurtarmak için yoğun bir mücadele başladı. Ancak Ahmet için her şey kolay geçmedi. Geçirdiği ameliyatların ardından fiziksel olarak iyileşme süreci başladı, fakat ruhsal olarak yaşadığı travma daha derin izler bırakmıştı. 9 yıl boyunca tedavi süreci, fiziksel ve ruhsal rehabilitasyon, kabuslarla dolu geçirdiği geceler ve hatırlamak istemediği anlarla doluydu. Ahmet, eski hayatına dönebilmek için büyük bir azimle mücadele etti. Bu süreçte, yalnız olmadığını bilmek ona güç verdi; aile desteği, arkadaşları ve topluluk, Ahmet'in yeniden ayağa kalkması için elinden geleni yapmaya hazırdı.
Ayrıca, darbe girişiminin ardından Türkiye'deki toplumsal duyarlılık arttı ve bunun sonucunda, pek çok sivil toplum kuruluşu, mağdurlar için rehabilitasyon ve destek hizmetleri sunmaya başladı. Ahmet de bu kuruluşlarda yer alarak, hem kendisinin hem de diğer mağdurların sesi olmaya çalıştı. Bu dönüşüm, aslında sadece Ahmet'in değil, yaşanan acıların geride bıraktığı birçok bireyin hikayesiydi. Her ne kadar 15 Temmuz’un gece yarısı geçmiş olsa da, onun bıraktığı izler ve acılar günümüze kadar devam etti. Bu hikaye, sadece bir mağduru değil, yaşam mücadelesi veren herkesi kapsayan bir öyküdür.
Ahmet’in mücadelesi, sadece bireysel bir mücadele olmanın ötesinde, Türkiye'nin yeniden ayağa kalkma hikayesidir. O gecede yaşananlar, Afet ve Acil Durumlar Yönetimi Başkanlığı'ndan (AFAD) sağlık kuruluşlarına, toplumun her kesiminden insanların bir araya gelmesine vesile oldu. Bugün, Ahmet’in yaşadığı acılar kimseye yaşatılmaması adına bir simge haline geldi. 15 Temmuz’un ardından yaşanan resonans, hem yaraları iyileştirmek hem de bir daha bu tür hain girişimlerin önüne geçmek için toplumsal bir dayanışma yarattı.
Sonuç olarak, 15 Temmuz'un yarattığı izlerin silinmesi zaman alacak ama bu mücadele, hem bireysel hem de toplumsal anlamda her zaman sürdürülecektir. Ahmet Yıldız gibi birçok insan, yaşadığı acıları geride bırakarak, umut dolu bir geleceğe adım atıyor. Bugün, yaşadıklarıyla birçok insana ilham kaynağı olan bu kahramanlar için en büyük dileğimiz, bir daha benzer travmalar yaşamamalarıdır. Hayatın zorluklarına karşı dimdik durmak ve birbirimize destek olmak, her zaman önemli bir değer olarak kalacaktır.