Türkiye ile Rusya arasındaki diplomatik ilişkilerin 105’inci yılı, iki ülke arasındaki tarihsel, kültürel ve stratejik etkileşimleri tartışmak için önemli bir fırsat sunuyor. İki komşu ülke, pek çok farklı alanda iş birliği yapmasının yanı sıra, zaman zaman farklılıklar ve gerginlikler de yaşamıştır. Ancak, bu dinamiklerin göz önünde bulundurulduğunda, Rusya-Türkiye ilişkilerinin uzun vadede bir denge örneği olduğu ortaya çıkar. Bu yazımızda, iki ülkenin ilişkilerini, tarihsel bağlarını ve günümüzdeki durumunu ayrıntılı bir şekilde ele alacağız.
Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkilerin kökleri, 18. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde birçok savaş ve çatışmaya sahne olan bu coğrafya, zaman içerisinde farklı siyasi ve askeri gelişmelere de tanıklık etmiştir. 1920’lerin başında Sovyetler Birliği ve Türkiye, Millî Mücadele döneminde birbirlerine verdikleri destekle yeni bir başlangıç yapmışlardır. 1925 yılında imzalanan Dostluk Antlaşması, iki ülke arasındaki ilişkileri daha da pekiştirmiştir. Bu dönemin ardından gelen Soğuk Savaş yılları, Rusya-Türkiye ilişkilerini zaman zaman zayıflatırken, 1990’ların sonlarına doğru iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin yeniden canlanmasıyla yeni bir dönem başlamıştır.
Günümüzde, Türkiye ve Rusya arasındaki diplomatik ilişkiler, stratejik ortaklık ve iş birliğinin güçlü temellerine dayanmaktadır. Özellikle enerji alanında yapılan iş birlikleri, iki ülkenin birbirlerine olan bağımlılığını artırmıştır. Türk Akımı doğalgaz boru hattı projesi, bu iş birliğinin en somut örneklerinden biridir. Ayrıca, Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemi alımı, iki ülke arasındaki askeri iş birliklerinin de ne denli derin olduğunu göstermektedir.
Uzun yıllar süren tarihsel bağların yanı sıra, her iki ülke de bölgesel meselelerde zaman zaman fikir ayrılıkları yaşamaktadır. Suriye iç savaşındaki farklı tutumlar, bu angajmanın önemli bir sınavı olmuştur. Ancak, bu tür zorlu süreçler bile iki ülkenin ilişkilerini tamamen olumsuz etkilememiştir. Özellikle Türkiye'nin Batı ile olan ilişkilerinde yaşanan sıkıntılar, Rusya ile daha yakın bir ilişki arayışı doğurmuş ve iki ülke birbirlerine daha fazla yaklaşmıştır. Dengeli bir yaklaşım sergileyen Türkiye, iki güçlü komşusu arasındaki diplomatik ve ekonomik ilişkileri sürdürme çabalarını artırmıştır.
2019 yılındaki Türkiye-Rusya zirvesi, iki ülke arasındaki iş birliğinin derinleşmesine yönelik önemli bir adım olmuştur. Bu zirvede; ticaret, enerji, güvenlik, turizm ve insani yardımlar gibi pek çok alanda iş birliğinin artırılması amacıyla yeni stratejiler belirlenmiştir. İki ülke arasındaki ticaret hacmi, 2020 yılında 20 milyar doları aşmış ve bu rakamın önümüzdeki yıllarda daha da artması beklenmektedir. Özellikle turizm alanında Türkiye, Rus turistler için en popüler destinasyonlardan biri olmaya devam etmektedir.
Rusya ve Türkiye’nin 105 yıllık diplomatik ilişkileri, tarihten günümüze kadar birçok dinamikle şekillenmiştir. İki ülke arasındaki ilişkiler, zorlu dönemlere rağmen devam eden bir iş birliği ve karşılıklı bağımlılık ile doludur. Gelecekte, ikili ilişkilerin daha da güçlenmesi; ekonomik, politik ve askeri iş birliklerinin artmasıyla mümkün görünmektedir. Ancak, aynı zamanda bölgesel ve uluslararası gelişmelerin her iki ülke ilişkileri üzerindeki etkileri de dikkatle izlenmeli, siyasi arenada yeni fırsatlar ve zorluklarla yüzleşilmelidir. Trump sonrası ABD politikaları, Avrupa Birliği’nin yaklaşımı ve Orta Doğu’daki gelişmeler, Rusya-Türkiye ilişkilerinin yönünü belirlemede önemli bir rol oynayabilir. İki ülkenin güçlü ve dengeli ilişkileri, bölgesel istikrar ve dünya siyaseti açısından kritik bir öneme sahiptir.